Harikalar Diyarı İş Dünyasında Dile Getirilmeyen Yönetim ve İnsan Kaynakları Gerçekleri
İnisiyatif Alınmaz, Verilir (mi Acaba?)
Çoğu kişi için iş ilanlarını incelemenin, mecburiyet söz konusu değilse, üzerinde durulmayacak bir konu olduğunu söyleyebiliriz.
Kariyerinizde yeni bir başlangıç yapmak istiyorsanız veya mevcut çalışma düzeninize aniden değişiversiyse (işten çıkarılma, istifa vb.) beklentinize uygun olabilecek şirketleri ve pozisyonları takip etmek için günlük rutinlerinizden biri oluverir iş ilanlarını incelemek.
Birbirinden farklı sektörlerde ve iş alanlarında çeşitli başlıklarda yayınlanan ilanları okuduğunuzda çoğunun sanki tek bir kişinin elinden çıktığını düşünmeye başlarsınız zamanla. Bu fikre kapılmakta haksız da sayılmazsınız.
“Şablon” kullanımı o kadar yaygın bir davranıştır ki çoğu şirkette hazırlanmış olması beklenilen ama bir türlü sırası gelmeyen iş tanımlarının tamamlanması söz konusu olmayınca görevli kişi kolektif bilinçten esinlenmeye karar verir bir anda. Herkes birbirinin ilanının kopyalıyor Murat Bey, bunu açıkça yazmayarak lafı dolandırıyorsun dediğinizi duyar gibiyim.
Evet, haklısınız. Şirketlerde iş ilanlarını hazırlayan kişilerin çoğu bir başka kurumun yayına aldığı benzer pozisyonlara dair ilanları kopyalıyor. İlan metni hazırlanırken (önceden bir ihtiyaç analizi de yapılmadığı için) biraz ondan biraz bundan günü gelir şunu da yazayım düşüncesiyle hazırlanan ilanları okuduğunuzda bilinçaltımıza yerleşen o aranılan “10 Kaplan Gücündeki Süper Çalışan” profili ortaya çıkıyor.
Yürütülecek görev ile aranılan nitelik arasındaki uçurum fark edilse iş tatmininden tutunda çalışan bağlılığına kadar sıralanabilecek olası sıkıntılar önceden bertaraf edilecek ama heyhat o tren yola çıkıp bir sonra ki istasyona varmış oluyor.
Bugüne kadar çok sayıda iş ilanın hazırlanmasına katkı sağladım. Söz konusu ilanların içeriği sektöre, pozisyona değişkenlik gösterebilirken özellikle firma yetkililerinin belirttiği ve adaylarda aranılan nitelikler arasında yer alan bir başlık var ki her zaman dikkatimi çekmiştir; İnisiyatif Kullanabilen
Sanırım inisiyatif kullanımı işverenler ve çalışanlar için birbirinden farklı anlamlara gelebiliyor. Bir çalışanın hangi durumda, ne zaman ve nasıl inisiyatif kullanabileceği gerçekten önemli ve hassas bir konu.
İnisiyatif kullanımının temellerinin iş ve pozisyon gereklerinden ziyade en önemli kaynağının kurum kültürü olduğunu belirtebilirim. Öncelikle çalışana duyulan güven, yürütülen göreve istinaden atfedilen yetki ve sorumluluklar, “limit is the sky” olarak ifade edebileceğimiz söz konusu esnekliğin hangi koşullarda ve nasıl davranışa dönüştürelebileceğinin sözel, yazısal ve davranışsal örneklerinin sergilenmesinin önemli birer gösterge olduğunu ifade edebilirim.
İstediğiniz kadar kurumsal olduğunuzu ifade edin, durumsal yaklaşımı sergileyen iş yerinizdeki kişiler, özellikle de şirketinizde yönetici şapkasını takanlar yayınladığınız o koca koca ilanlarda yer alan “İnisiyatif Kullanabilmesi” istenen ekip üyeleri ile uyumlu bir çizgide değilse söylenebilecek birşey kalmıyor ne yazık ki.
Bazılarınız haklı olarak konuya güçlendirme (empowerment) açısından bakmak isteyecektir. Örneklendirilecek pozisyon her ne olursa olsun ortaya çıkan sorunun temelinde gücün paylaşımının yattığını söyleyebiliriz. İşin sahibi olan kişi yani patron veya belirli bir pozisyona atanarak/seçilerek (işe alım vb.) gelen kişi kendisine atfedildiğini düşündüğünü ilahi kaynaklı yönetim gücünü (yönetsel erk) paylaşmayı tercih etmiyorsa işletmesindeki hiç kimsenin inisiyatif almasına müsaade etmeyecektir.
Sözün özü; İnisiyatif alınmaz, verilir.
Siz bu konuda kendinizi, yöneticinizi ve işletmenizi nasıl değerlendirirsiniz? Yorumlarda buluşalım.
Video: Bu şirkette kafana göre insiyatif alamazsın – https://www.instagram.com/p/CzEC1lmILOw/ (Ömer Başdoğan ve Gökhan Ünver’e teşekkürlerimizle.)
Not: Videonun sonuna doğru kadraja giren, patronuna masaj yapmayı seven ispiyoncu çalışanı ve durumun kritiğini bir başka paylaşıma bırakıyorum.