Koronavirüs Salgını döneminde verilen iki yıllık aranın sonrasında, İnsan Kaynakları Profesyonellerini ve sektör temsilcilerini yeniden bir araya getiren, PERYÖN İnsan Yönetimi Kongresi 5-6 Ekim 2022’de İstanbul’da gerçekleştirildi.
“Geleceği Şekillendir” teması ile bu yıl 30’ncu kez düzenlenen kongreye ilgi yoğundu. İki gün boyunca süren, 100’e yakın yerli ve yabancı konuşmacının yer aldığı kongrede; içinde bulunduğumuz belirsizlik sürecinde insan kaynaklarının yaşananlara gösterdiği uyum, değişen rolünün nereye evrilebileceği ile İK’nın gelecekteki amacı/kapsamı ve değişimi öncelikle üzerinde durulan başlıklar arasında yer aldı.
İş dünyası genelinde ve insan kaynakları özelinde iş ve çalışma modellerinde yaşanan değişim, çalışan bağlılığı, kendini farklı alanlarda belirgin olarak hissettiren yetenek kıtlığı, çalışanlar ve yöneticilerde yaşanan perspektif değişimi, dönüşen liderlik kavramı, Büyük İstifa Dalgası, çeşitlilik ve kapsayıcılık, iş gücüne katılım sorunu ve kadın istihdamı, yapay zeka-metaverse ve yaşanabilecek dönüşümün iş dünyasına etkileri, haftada 4 gün çalışma, şu an birlikte çalışan XYZ kuşakları ve yaşadıkları, kurumsal esenlik ve uzlaşma kültüründen temellenen arabulucuk uygulaması üzerinde konuşulan ve notlarımıza yansıyan başlıklar arasında yer aldı.
İK alanındaki yeni teknolojik ürün ve uygulamalara yönelik paylaşımların yapıldığı HR Tech oturumları sektör temsilcilerini ve katılımcıları bir araya getirdi.
Koronavirüs Salgını esnasında iş dünyasında yaşanan ve normal şartlarda daha uzun bir sürede ortaya çıkması beklenen değişikliklerin kısa bir sürede gerçekleşmesi ile söz konusu dönüşümün sektöre olan etkileri üzerinde en çok durulan konuların arasında geliyor. Bu husus, İK profesyonelleri hangi konularda baş rolde iken hangi konularda bir figüranın ötesine geçemedi sorusunu da akıllara getiriyor.
Takip ettiğim oturumlar sırasında aldığım notları derlediğimde bir nokta var ki özellikle paylaşmak istiyorum. Meslektaşlar olarak çeşitli vesilelerle toplandığımızda üzerinde durduğumuz konular her ne kadar adları, sloganları değişse de birbirine benziyor. Yıllar içinde bazen tekrara da düşebiliyoruz.
Hayata geçirdikleri uygulamaları anlatırken gözlerinin içi gülen konuşmacılarımızı dinlerken bir o kadar da “keşke biz de bu tip işleri hayata geçirebilsek ama bizi dinleyen de yok ki” diyen bir başka katılımıcının da yanı başımda oturduğunu söyleyebilirim.
İK çalışanı olarak, idealize ettiğimiz bazı konuları hayata geçirmeye ne kadar odaklanırsak odaklanalım eğer ki halâ doğrudan para kazandırmayan hatta yaptıkları ile para harcayan, Doğrucu Davut misali yönetim karşıtı algılanan ve dahası nitelikli iş gücünün sürdürülebilirliği ile çalışanın kıymetini göz ardı eden bir işverene bağlı iseniz istediğiniz kadar destanlar yazın, ne yazık ki yaptıklarınızın bir anlamı kalmıyor. Kongrelerde, etkinliklerde anlatılanlar hoş bir seda misali baki kalan bu gök kubbede yankılanıyor sadece.
Yılın neredeyse birkaç ayını revize bütçe senaryoları, ücretlendirme ve bağlı konulara ayıran ortalama büyüklükteki bir ekibin örnek olaylara (case study) konu olabilecek çalışmalara imza atabilmesinin ne kadar mümkün olduğunu varın sizler düşünün. Sermaye sahibinin ve/veya paydaşların insan kaynaklarına dair bakış açısı ne yazık ki ülkemizde etken bir konu olarak halâ karşımıza çıkıyor.
İnsan Kaynaklarının her anlamda yönetim çarkının olmazsa olmaz bir parçası olarak kabul edildiği, vizyoner bakış açısı doğrultusunda çalışanına değer vererek sürdürülebilirliğin bu alanda da geçerli olabileceğini örneklendiren yerli veya yabancı kökenli şirketleri bu noktada tenzih ediyorum.
Bununla beraber dekorasyonu ve ambalajı hoş ama içi tamamen boş olan sözde çalışmaların kimseye bir yararı söz konusu değil ne yazık ki. Hatta olası bir başarısızlık veya yeterli bulunmama halinde insan kaynaklarının günah keçisi durumuna düşmesi işten bile değil.
Peki bu ezber ne zaman bozulacak?
Peryön İnsan Yönetimi Kongresi’nde ilk defa gerçekleştirilen uygulama sonucunda gelecek yıl ki kongrenin teması katılımcıların oyları ile belirlendi. Mobil uygulama üzerinden gerçekleştirilen oylamada “Sil Baştan” ve “Keşfet” temaları arasında seçim yapan katılımcıların çoğunluğu Sil Baştan temasından yana oy kullandı.
Tercih edilen temanın yukarıda yazıklarımı destekleyen bir nitelikte olmasını gerçekten anlamlı ve düşündürücü buluyorum. Her birey veya kurum, kendi çevresinde şekillenen gerçeklik doğrultusunda kişileri, olayları veya konuları algılayarak değerlendirir. Eğer ki bizler yani İK Profesyonelleri, Sil Baştan diyerek, bu gerçekliği her yönüyle ele alma cesaretini gösterebilirsek, hem kendimizi nasıl algıladığımızı ve dışarıdan nasıl algılandığımızı hem de nasıl algılanmak istediğimizi her yönüyle değerlendirebilirsek istenildiği dile getirilen dönüşümün başlayabilmesi için ilk adımı atabiliriz.
Konuyu ister İK’da ReSkilling (Yeni Beceri Geliştirme) ister UpSkilling (Beceri Tazeleme) isterseniz bir bilgisayar diskine format atar misali İK’yı sıfırdan ele alıp şekillendirme olarak da anlamlandırabilirsiniz. Anka Kuşu misali yanıp tükenerek küllerimizden yeniden doğacak seviyeye gelip gelmediğimizde üzerinde durulması gereken bir diğer husus.
Yapılan oylamanın sonucunu ortaya çıkaran motivasyon her ne olursa olsun bozmak istediğimiz ezberler ve çalışma yaşantımızın geleceğini şekillendirebilmek için İK meslek üyeleri olarak birlikte hareket etmemizin gerekliliği ortadadır.
Cumhuriyetimizin 100’ncü yılını kutlayacağımız 2023 yılında gerçekleştirilecek yeni kongrenin İnsan Kaynakları alanındaki çalışmalarımız için de bir milat olması dileğiyle.