Pazartesi - Cuma 09:00 - 19:00 +90 532 441 51 81 merhaba@aurakariyer.com.tr
Pazartesi - Cuma 09:00 - 19:00 +90 532 441 51 81 merhaba@aurakariyer.com.tr

Çalışanların Geleceğini Tehdit Eden Kurumsal Hastalıklar – 1: KIRIK KALP SENDROMU

Çalışanların Geleceğini Tehdit Eden Kurumsal Hastalıklar – 1

KIRIK KALP SENDROMU*

“Nasılsın, iyi misin? Keyfin, sağlığın yerinde mi?” sorusu günlük iletişimimizde belki de en sık kullandığımız soru kalıplarından birisi diyebilirim. Bazen bir sohbeti başlatırken bazen de hal hatır sorarken benim de sıkça kullanılan bu soruya verdiğimiz cevap ise genelde; “Çok şükür, iyilik sağlık.” şeklinde olabiliyor.

Kişisel sağlığınıza ne kadar özen gösterirseniz gösterin onu etkileyen önemli bir faktör olan toplumun sağlığı da bir o kadar kişisel sağlığımızı etkiliyor.

Yaklaşık 5 sene önce dünya çapında deneyimlediğimiz Koronavirüs Salgını sağlığın sosyal ve toplumsal boyutunun ne kadar önemli olduğunun önemli bir göstergesi oldu.

Peki sağlıklı olmak tam olarak ne anlama geliyor?

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “Sağlık” kavramının tanımını şöyle yapıyor: Sağlık; yalnızca hastalık veya sakatlığın olmama durumu değil fiziksel, ruhsal ve sosyal açından tam iyi olma halidir.

Tanımdan yola çıktığımızda kişinin bedensel ve ruhsal iyilik halinin yanı sıra dikkat çeken bir diğer boyut ise sosyal yönden de tam iyilik halinde olmasıdır.

Hayat amacının ötesinde günlük yaşam için bir kaynak olarak kabul edebileceğimiz sağlık, sosyal ve kişisel kaynaklar ile fiziksel kapasitemizi öne çıkaran bir kavram olarak kabul ediliyor.

Bu açıdan sağlık; insanların bireysel, sosyal ve ekonomik olarak verimli bir yaşam sürmesine olanak tanıyan bir kaynak olarak değerlendiriliyor.

Sağlığın sadece kişisel bir olgu olmadığını, toplumsal yönünün de bulunduğunu da bir kere daha hatırlamamız lazım.

Bireysel anlamda kendinize ve sağlığınıza ne kadar özen gösterirseniz gösterin bazen tüm bu yaptıklarınız yeterli olmayabiliyor.

İçinde yer aldığınız sosyal grubun ve buradan kaynaklanan her şeyin de bir anlamda sağlıklı olması gerekiyor.

Aynı durum günümüzün hatta ömrümüzün önemli bir bölümünü geçirdiğimiz iş dünyası ve çalışma yaşamımız için de geçerli diyebiliriz.

Çalışanların sağlıklı olması gerekliliği öncelikle yeni bir işe girerken bizden talep edilen sağlık raporlarında kendisini belli ediyor.

Bunu sağladıktan sonra neler oluyor?

Sağlıklı bir şekilde çalışmaya başladığınız işinize devam ederken bu durumun devam etmesini sağlayan koşullar her zaman sürdürülebilir olabiliyor mu?

Yapılan işe, çalışılan iş yerinin koşullarına bağlı olarak değişkenlikler söz konusu olabiliyor. Çalışanların sağlığı denildiğinde son birkaç sene öncesine kadar çoğu kişinin aklına yalnızca fiziksel sağlık konusu geliyordu. Çalışanlar hastalandı mı? İzin mi kullanacak yoksa rapor mu aldı? Veya ücretinden kesinti olacak mı olmayacak mı soruları da bu duruma eşlik ediyordu.

Koronavirüs Salgını kapıyı çalıp çalışanların da aslında birer “insan” olduğunu işverenlere hatırlatınca görünüm değişmeye başladı.

Çalışanların esenliğini sağlamak adına atılan adımlara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Bazı şirketler personeline dinlenme alanları oluşturuyor bazıları menülerindeki yemek çeşitliliğine odaklanıyor bazıları ise esnek çalışmaya odaklanıyor. Bu konuda verilecek örneklerin ucu bucağı yok denilebilir. Önemli olan esenlik denilince ne anlaşıldığı.

Bunlarla beraber iş ortamında iletişimin ve dinlemenin etkin ve efektif olamaması, yayınlanan yönetmelikle beraber son dönemde hakkında daha fazla konuştuğumuz mobbing sonucu yaşanan mağduriyet, farklı kuşakların temsilcilerinin arasındaki çalışma barışının sağlanamaması, yüksek ego ve unvan odaklı yaklaşımın önlenemez yükselişi, kaynağı ne olursa olsun ortaya çıkan stres ve muğlak koşullardan kaynaklanan kaygının nihayetinde dile getirilmeyen bir sonuçla karşılaşıyoruz; kalbimiz kırılıyor.

Kırık Kalpler Durağında (Candan Erçetin), Adresim Aynı (Kayahan), Kırdın Kalbimi (Nihat Doğan), Kalbim Kırıldı (Pepee/Bebee) ve daha nice şarkının ortak noktası var; kırık kalpler.

kırık kalp sendromu

Kırık Kalp Sendromu” ya da diğer adı ile “Takotsubo Kardiyomiyopati” yoğun stres, ani üzüntü veya yaşanılan travma sonrasında ortaya çıkan geçici bir kalp hastalığının adı.

Kalp krizine benzer belirtiler gösteriyor. Neler mi? Göğüs ağrısı, nefes darlığı ve çarpıntı. Yapılan EKG ve kan testleri gibi tıbbi tetkilerin sonucunca göre kriz gibi değerlendirilse de yapılan anjiografi de damarların açık olduğu bununla beraber kalbin sol karıncığının aniden zayıflayıp genişlediği tespit edilebiliyor.

Uzmanlar yaşanılan stresin doğru yönetilmesi ve kontrol altına alınması sonucunda çoğu kişinin birkaç hafta içinde iyileşebileceğini ifade ediyor. Tekrar etmemesi için odaklanılması gereken en önemli şart ise; stresin kontrol altına alınması.

Düşüncelerimiz duygularımızda, duygularımız ise bedenimizde kendisini yansıtabiliyor. Hatta duygularımız bazen kalbimize en büyük zararı verebiliyor.

Siz siz olun gerek özel hayatınızdaki gerekse iş hayatınızdaki davranışlarınıza ve sözlerinize dikkat edin! Farkında olmadan ya da bile bile yaşattıklarınız karşınızdaki kişinin aniden kalbinin kırılmasına, yetmezliğe girmesine veya ciddi bir şekilde kriz geçirmesine neden olabilir.

Kısacası yaşadığımız stres bazen kalbimizi gerçekten kırabiliyor.

Gerekli farkındalık gösterilip davranış değişikliği sağlanamadığı takdirde “Kırık Kalp Sendromu” uzun bir süre daha iş dünyasının kronikleşen kurumsal hastalıkları arasında ilk sıralarda yer almaya aday görünüyor.

En son ne zaman kalbiniz kırılmıştı? Veya siz en son ne zaman birinin kalbini kırdınız, hatırlıyor musunuz? Yorumlarda buluşalım.

*Uyarı: Bu makalede yer alan bilgiler tıbbi öneri ve/veya sağlık ve psikolojik danışmanlık niteliği taşımamaktadır. Tanı koyma ve tedavi uygulama yetkisi yalnızca bir tıp doktoruna aittir. Lütfen gerektiğinde bir doktora danışınız.

Murat Babadalı

***

Sunduğumuz “ ATS Uyumlu Özgeçmiş Danışmanlığı” hizmetimizin detaylarına ulaşmak için tıklayınız.

Mesajı Gönder
Bize Whatsapp'tan Ulaşın
Aura Kariyer Danışmanlık
Merhaba,

Danışmanlık hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyim?