Geçmiş Geleceği Rehin Tutarsa Geleceğin Sonu Ne Olur ?
2025’e girmemize sayılı günler kaldı.
Her ne kadar yeni bir yıla girmenin heyecanını hissetmek istesek de sanki bu yılbaşında içimizde değişik bir his var. Daha önce hissetmediğimiz türden bir his bu…
Bir şeyleri bitirmek veya tamamlamak isteyip de tüm bunların bizim istediğimiz gibi gerçekleşmemesinden mi dersiniz yoksa onlarla olan bağımızın bir türlü kesilememesinden mi dersiniz değişik bir his gerçekten. Arafta kalan ruhlar misali ortalıkta dolanıyor.
Bunun nedeni belki fark etmediğimiz bir anda aldığımız kararlar, bize verilen veya bizim verdiğimiz sözler veya vaad edilen bir kazanımına dair bir türlü sahiplenmediğimiz umudumuz olabilir mi?
Son günlerde sosyal medya platformlarında karşılaştığım yaratım panosu çalışmaları, olsa güzel olur denilerek tekrarlanan manifest söylemleri, bilinçaltımızda yer eden göksel nitelikli bir kurtarıcının aniden sahneye çıkıp her şeyi bir anda değiştirebileceğine dair beklentiler(!), tutulan dilekler yapılan niyetler derken bir önceki yılbaşında neye odaklanmıştık ve bu sene neyi yaşadık diye sormadan edemiyorum.
Tamamlamak üzere olduğumuz yıl aslında bir önceki yıl kutlamaya hazırlandığımız yeni yıldı. Ve saatler gece yarısı 00:00:00’ı gösterdiğinde bir yılı tamamlayıp yaşam hikayemizin yeni sayfalarını yazacağımız yepyeni bir yıla adım atmıştık. Şimdi onun da sonuna yaklaşıyoruz.
Dileklerinizin, isteklerinizin, niyet ettiğiniz başlangıçların ne kadarını 2024’te hayata geçirebildiniz?
Ön yargılarınız, kabulleriniz, bilinçaltınıza çapaladıklarınız, varsayımlarınız siz tam yeni bir başlangıca adım atacakken derinden gelen uğultulu bir sesle “DUR, HAYIR BUNU YAPMA! SEN BU SAKİN LİMANDA GÜVENDESİN.” diyerek sizi geçmişinizin o bildik kayalıklarına yeniden mi zincirledi?
Vaktinizi etrafınızı çevrelediğini varsaydığınız mayın tarlasını nasıl aşacağınızı düşünmek için ne kadar verimli değerlendirebildiniz?
Yoksa çürüyüp bozulmayın diye salamura fıçısı misali sizi içinde muhafaza eden “Konfor Alanı” isimli o tuzağın önünde bir kez daha mı diz çöktünüz?
Tabi ki herkesi ve her şeyi etkileyen dış faktörleri yadsıyamayız, haklısınız.
Bununla beraber bizim bunlardan ne kadar etkileneceğimiz, göstereceğimiz reaksiyon, yine bizim o an ki tercihimiz/tavrımızla şekilleniyor.
Peki ya kendi içimizden kaynaklananlar ne olacak?
“Keşkeler, ah’lar vah’lar, öyle olmasaydılar, şimdi ki aklım olsaydı…” şeklinde başlayan cümleleri gelin hep beraber bir yana bırakalım.
Geçmişten gelen, artık kaynağını bile hatırlayamadığınız, üzerinizde taşıdığınız her türlü yük özel yaşamınızın, kariyerinizin ve geleceğinizin üzerinde engelleyici bir unsura dönüşmüş olabilir.
Sizi olduğunuz yere sabitleyen, adeta şu anınızı ve dahi geleceğinizi rehin alan bütün zincirlerden kurtulmak ister misiniz?
2025, itaate dönüşmüş kabullenme hali ve öğrenilmiş çaresizliği adeta kambur misali taşıyarak ömür boyu onlarla yol almak yerine geçmişinizde rehin kalan geleceğinizi özgürleştirip onu gün yüzüne nasıl çıkartabileceğinize odaklandığınız bir yıl olsun.
Yeni yılda yaşam yolculuğunuza, gelecekte hissetmek ve olmak istediğiniz kişiye dönüşerek özgürlüğünüze kavuşmanız temennisiyle.
***
Sunduğumuz “ ATS Uyumlu Özgeçmiş Danışmanlığı” hizmetimizin detaylarına ulaşmak için tıklayınız.