Hayaller, Gerçekler ve Göz Ardı Edilenler Üçgenine Sıkışmış Bir Özgeçmişin Anlattıkları
Cevabını açık ve net olarak verebileceğiniz kısa bir sorum olacak sizlere, özellikle de işe alım yapan okurlarımıza…
Bir özgeçmişin “görselliği” veya kullandığı “şablon” değerlendirmenizi ne kadar etkiliyor?
Herkes farklı konulara odaklansa da benzer cevaplar verildiğini duyar gibiyim.
Özgeçmiş Danışmanlığı konusunda destek verdiğim danışanlarımın özellikle odaklandığı bir konudan söz edeceğim.
En çok dikkat çeken, popüler olan ve özgeçmişin üst sıralarda yer alarak değerlendirilmesini sağlayacak şablonlar veya tasarım ne olabilir konusu gündemimizdeki yerini korumaya devam ediyor.
(Onlara ATS gerçeğinden söz etmek gerekir diyenler çok haklısınız, ben de bunun farkındayım.)
Özgeçmişi bir nevi vitrin veya tanıtım aracı olarak metaforik bir biçimde tanımlamak söz konusu olsa da bu yaklaşım sanırım bizlere işin özünü unutturuyor.
Sahip olduğumuz bilgi birikimi, deneyim, beceriler ile başarılarımızın (bazen de başarısızlıklarımızın) ve özellikle iş yaşamına dair kazanımlarımızın ve kariyer hedefimizin bir yansıması olan özgeçmişi hazırlayabilmeyi sadece kullanılan şablona/tasarıma indirgemek ne kadar doğru bir yaklaşım olabilir?
Unutmadan eklemek istediğim bir diğer konu ise mevcut durumu olduğundan “bir tık” sapma suretiyle anlatma isteği. Örneğin yabancı dil bilgisini bir tık üst seviyede belirtmek gibi.
Hayalleri süsleyen işe ulaşabilmek için yola çıkılan süreçte kendimize dair gerçekler ile yüzleşerek yerine getirmemiz gerekenleri yapmaktan kaçındığımız sürece başladığımız yere geri getiriyor bizi adımlarımız adeta.
Gerçek anlamda kendini tanıma yolculuğuna adım atmış, bu açıdan sınırlarının farkında olup bunu nasıl koruyabileceği ile nereye kadar genişletebileceğine dair bir fikri olan, hale etkisinin o kafa karıştıran çekim alanından uzaklaşabilmek gerektiğini fark edebilen bir kişinin özgeçmişine yansıyanlar kesinlikle bilindik tasarımların çok ötesinde bir anlam taşıyor.
Herkes hayata, olaylara ve dahi iş arama sürecine kendi paradigmasından bakıyor, bu hakikati inkar edecek değiliz.
Bununla birlikte hayalleri, göz ardı ettikleri ve gerçeklerinden oluşan “kendisini” tanımaya ne kadar uzak olduğunun farkında olmayan kişinin yine kendisini çevresine ve özellikle de iş dünyasına tanıtabilmesinin bir o kadar zor olacağı kanaatindeyim.
Dış görünüşü her şeyi ile dikkat çeken, ışıldayan, fark edilen bir bina düşünün. Bugünün mimari dehasının yansıması olan binanın içine girdiğinizde ise düşündükleriniz ile 180 derece zıt bir görünümü yansıtan bir enkaz ile karşılaştığınızda ne düşünürsünüz? Resimde de olduğu gibi…
İş dünyasında gelecekte deneyimlemek istediğimiz gerçekliğe erişebilmenin yolu artık özgeçmiş yazmaktan ziyade onu tasarlamaya başlamaktan geçiyor.
Öz geleceğinizi tasarlamak için hala ilk adımı atabilirsiniz. Tasarıma nasıl başlayacağınızı bilemiyorsanız size bu konuda rehberlik etmekten memnuniyet duyacağım.