Kariyer Planlamada Sürdürülebilirliğin Sırrı Nedir?
Güzel ve güneşli bir günün sabahı idi.
Uyanır uyanmaz, dün gece yapılacaklar listene eklediğin o ilk maddeyi gerçekleştirmek için hızlıca doğrularak zıpkın misali ayağa kalkmıştın.
Terfi listesi duyurulduğunda içindeki sesin “Artık yeter! Daha ne kadar bekleyeceksin? Kaç yıldır aynı yerdesin, bir adım bile atamadın!..” dediği o an ellerinin nasıl da buz kestiğini hatırladın, değil mi?
Şimdi ise kendin için harekete geçme zamanıydı!
Uzun bir süredir adını dahi zikretmediğin o web sitesine geçen gün işe giderken hızlıca göz atarak “Hehhh işte, tam da aradığım ilan bu” dediğin an ki heyecanın nasıl anlatılabilirdi?
Beklediğin hafta sonu nihayet geldi çattı.
Tatil günü olmasına karşın evdekilerden de önce uyanarak bilgisayarın başına çoktan geçmiştin bile.
Şimdilerde sıkı takipçisi olduğun o iş arama sitesine giriş yapıp hafta içinde kaydettiğin ilanları incelemeye başlamıştın.
Bir de baktın ki bazı ilanlar yayından kaldırılmış. “Tam da bana göreydi bu ilan, keşke o an başvursaydım…” diye hayıflanıp diğer ilanları incelemeye devam etmiştin.
En sonunda, kaydettiğin ve hala yayında olan o ilanlara başvurularını yaptın. Ardından derin bir nefes alarak, keyif kahveni hazırlamak üzere mutfağa geçmiştin.
Aradan geçen o kadar zamanın sonrasında kariyerinde bir yenilik yapmak için ilk adımı atacak gücü bulabilmen kadar bunu iş başvurularına dönüştürebilmen de senin için günün başarısıydı.
Ne de olsa yılların iş tecrübesi ve yaşam birikimine sahiptin, öyle değil mi? Senin özgeçmişini incelemeyecek hatta görüşmeye çağırmayacaklardı da daha ne yapacaklardı.
O hafta sonu uzun bir aradan sonra yaşadığın en keyifli hafta sonu olmuştu. Gözlerinin önünde canlanan koskoca mazinin yerini hayal ettiğin o aydınlık günlere kavuşabilecek olmanın heyecanı sarmıştı.
Aradan günler geçtikten sonra bir huzursuzluk kapladı içini aniden. Başvurularını yapmanın üzerinden neredeyse yaklaşık 10 gün kadar geçmesine rağmen ne arayan soran vardı ne de mülakata çağıran.
İş ilanlarının yayınlandığı web sitesine yeniden girdiğinde bir de baktın ki yaptığın başvuru henüz görüntülenmemişti bile. O ana kadar dikkatini çekmeyen bir rakama odaklandığında ekranın sağ üst köşesindeki sayı seni birden şaşırtıverdi. Orada şu yazıyordu; “Toplam Başvuru Sayısı: 1523”
Okuduğun rakam karşısında afallayıvermiştin. Nasıl olurdu? Böyle bir pozisyona nasıl olurdu da 1523 başvuru gelebilirdik ki? Benzeri bir durumu başvurduğun diğer ilanlarda da gözlemlemiştin. “Ama olmaz ki yahu, şimdi nereden çıktı bu kadar başvuran.” dedin içinden hafiften sinirlenerek.
Ne olacaktı şimdi o hayallerine? Bir de yaptığın başvurulara güvenerek işini daha az önemsemeye başlamıştın. Hatta zaman zaman iş arkadaşların “Şuna bak, her ne oldu ise geçen gün Müdüre bile atar gider yapmaya başladı.” diye arkandan konuşmaya başlamışlardı.
Tam sana uygun olduğunu düşündüğün ilanlara neredeyse bir geminin limana demir atarak iskeleye bağlanması misali bağlanıvermiştin.
Aradan geçen sürede takvim yaprakları çoğalmaya başladıkça umudunu yitirmeye başladığını hissettin birden bire. Peki şimdi ne olacaktı? Ellerini yumruk halinde sıkarak “Başlarım böyle iş başvurusuna, olmaz olsun öyle insan kaynakları.” diyerek iş başvurusu yapmaktan vazgeçtiğini söyledin kendi kendine mırıldanarak. Bir şeyler gelip boğazında düğümlenivermişti.
Halbuki kader gayrete aşıktı ve sen bu aşkı reddetmek üzereydin…
Umut etmek çok güzeldi lakin kendini akışa bırakarak yeni ihtimallere veya açılacak kapılara dikkat kesilmek, odaklanabilmek belki ondan daha da güzeldi.
Kariyer yolculuğunu sürdürürken, akışta kalarak, hayal ettiğin yere ulaşmana vesile olacak sonsuz olasılık içindeki “O” olasılık ile karşılaşabilmek için hem kendine hem de çevrende yaşananlara farklı bir bakış açısından yaklaşmayı hiç düşündün mü? Hatta ona kendisini gösterecek bir şans daha verdin mi? Halbuki kariyer hedefine ulaşmanın yolu kariyer planına yönelik sürdürülebilir davranışları sergilemekten geçiyor olabilir değil mi, neden olmasın?
Şimdi sana soruyorum? Bu noktada aradığın çözüm;
Attığın her yeni adımın ardından karşılaştığın ilk dalgada tekrar iskeleye yanaşarak öğrenilmiş çaresizlik limanına demir atmak mı?
Yoksa akışta kalıp dalgaları sıyıra sıyıra içindeki umut ve hayallerin ile ulaşmak istediğin o noktaya doğru aşk ile yola devam etmek mi?
Belki de içindeki Martıyı takip etmen gerekiyor, ulaşmak istediğin noktaya varabilmek için…
***