Pazartesi - Cuma 09:00 - 19:00 +90 532 441 51 81 merhaba@aurakariyer.com.tr
Pazartesi - Cuma 09:00 - 19:00 +90 532 441 51 81 merhaba@aurakariyer.com.tr

Soğanı Doğramadan Özgeçmişi Okumadan İşin Mutfağında Ustalaşamazsınız! (2024)

Soğanı Doğramadan Özgeçmişi Okumadan İşin Mutfağında Ustalaşamazsınız!

Yapılan her işin kendine özgü olmazsa olmazlarının olduğunu çeşitli vesilelerle dile getiririz.

Şu an okuduğunuz yazıda, ilk önce kullanılan görsel mi yoksa başlığı mı dikkatinizi çekti bilememekle beraber işin mutfağında olmanın sizin için de önemli olduğunu söyleyebilirim.

Mutfakta vakit geçirip yemek yapmaktan(!) mutlu olduğumu fark ettiğim andan itibaren sosyal medyada, televizyon programlarında izlediğim bazı tarifleri yapmaya çalışıyorum.

Kendin Pişir Kendin Ye konsepti arka planda ihtiyacın olan “nitelikli” malzemeyi çarşı pazardan alıp, pişirilmeye hazır etme aşamasına gelene kadar hiç te uzaktan görüldüğü gibi kolaya indirgenecek bir konu değil gerçekten de.

Hele ki Türk Mutfağındaki tencere yemeklerinin çoğu için kesinlikle yerine getirilmesi gereken bir seremoni var ki tezgahta kim olursa olsun yemek yapmanın yaşattığı duygusallıktan mıdır bilinmez gözlerin her daim yaşarması bilindik bir sahnedir.

Sözü soğana getirmek istiyorum. İstediğiniz yemek kitabını okuyun veya yemek tarifi videosunu izleyin, yapılacak ilk işlem soğanların kabuklarının soyulması ardından da hangi şekilde (teknikle) doğranması gerekiyorsa soğanın hazırlanıp tercih edilen yağda yine istenilen seviyede (pembelikte) kavrulmasıdır. Yeri gelir karamelize de edebilirsiniz soğanlarınızı. Ardından tarif doğrultusunda salçasını, baharatını ve diğer malzemeyi ekleyerek yemeği pişirmeye devam edersiniz.

özgeçmiş

“Doğru İşe Doğru İnsan” cümlesinin bir slogandan öte mesleğin birincil ilkesi olduğu İnsan Kaynakları Yönetimi alanında çalışan bizler için de kendi mutfağımızın kırmızı çizgisi diyebileceğimiz bazı hususlar bulunmaktadır.

Bunların en başında ise, İK’cının kendisine ulaşan özgeçmişi dikkatli bir şekilde okunması gerektiği gelmektedir.

İşletmemize katılması olası adaylara ulaşmak için, kurum kültürümüz ve işin gerekleri doğrultusunda hazırladığımız iş ilanlarını en ince ayrıntıya dikkat ederek oluşturduğumuz(!) gibi yapılan başvuruları da aynı ilgi ve hassasiyetle değerlendirmeliyiz.

Yayınlanan iş ilanlarına yapılan başvuruların sayısı tahminlerin çok üzerinde olabilir. Bununla birlikte kullanılan insan kaynakları işe alım kanallarında yer alan aday filtreleme fonksiyonları belirlenen kriterlerdeki adayları kolaylıkla listelemektedir.

Screening veya Monitoring olarak da ifade edebileceğimiz özellikle de ekran üzerinde hızlıca yapılan taramalar sonucunda aslında adayın özgeçmişini okumuş olmuyoruz değerli meslekdaşlarım.

Özellikle LinkedIn vb. platformlarda adaylar tarafından sıkça dile getirilen ve yüz yüze veya telefon mülakatlarına dair “Sanki hiç özgeçmişimi okumamış gibi defalarca sordu durdu bu nasıl iş görüşmesi anlamadım.” şeklindeki paylaşımların ardında bu durum yatmaktadır.

“O kadar işin içinde sadece özgeçmiş taradığımızı/okuduğumuzu mu sanıyorsunuz Murat Bey? İnsaf yani…” diyebilirsiniz, bunu tabi ki anlıyorum. Lakin ekibinize dahil olması ile birlikte eğitim ve gelişim, kariyer yönetimi, performans ve özlük vb. konulardaki tüm süreçlerini yöneteceğiniz kişileri yolun en başında tanımak için biraz daha zaman ayırmak neden bu kadar aşılamaz bir engel olsun bizler için?

Okumak, dikkatini vererek okumak kısacası okuduğuna odaklanmak yalnızca yazıları okumaktan öte onları görebilmek, duyabilmek hatta hissedebilmek çok daha fazla önemli değil mi?

İK’cıların özgeçmiş okuma süresi şu kadar saniye şeklindeki şehir efsanelerinden hareketle oluşturulan, kısaltıldıkça kısaltılan, son yılların olumsuz bir getirisi olarak görsel şablonların batağına saplanmış özgeçmişler dikkatimizi odaklamadan okuduğumuzda fark etmeden yetenekleri yitirdiğimiz karadeliklere dönüşüyor.

Bir özgeçmişi okumak aslında bir insanı ve yaşam hikayesini okumaktır. Hazırladığımız özgeçmişler bizleri iş görüşmesine taşıyan birer araç olarak değerlendirilebilir. Bu araçların taşıdıkları en önemli yük ise adayın yaşam ve iş dünyasına dair deneyimidir.

Bu nedenle İnsan Kaynaklarının mutfağına adım attıysak mesleğimizde ustalaşma yolunda bizlere düşen, yapılacak ilk ve en önemli iş, bir özgeçmişi hakkını verecek şekilde okumaktan geçer.

Bizlere iletilen özgemişlerin niteliği, adayların bu konuda ne kadar hassas ve özenli olduğu ise tartışılması gereken bir başka husus olmakla beraber zaman zaman iğneyi de çuvaldızı da kendimize batırmak gerektiğini düşünüyorum.

Kariyerini İnsan Kaynaklarında özellikle de İşe Alım (Seçme-Yerleştirme) konusunda sürdürmek isteyen adaylara diyeceğim o dur ki okumayı sevin, özgeçmiş okumayı daha da çok sevin!

Murat Babadalı

***

Sunduğumuz “Özgeçmiş Danışmanlığı” hizmetimizin detaylarına ulaşmak için tıklayınız.